Salı, Haziran 29, 2010

Hangi Obezite Cerrahi Prosedürü Benim için En “Doğru” Seçimdir?


Kilo kaybı ameliyatının, önemli miktarda ve sürekli kilo kaybı sağlamada etkili olduğu artık tüm bilimsel yayınlarda gösterilmiştir. Günümüzde arzu edilen bu sonuca ulaştıran çeşitli farklı kilo kaybı ameliyatları mevcuttur. Bu nedenle kilo kaybı ameliyatı düşünen hastalardan en sık aldığım sorulardan bir taneside; “Hangi prosedürün benim için uygun olduğuna nasıl karar vereceğim?” sorusudur.
Kilo Kaybı Cerrahi Ameliyatlarının Etkinliği
Benim görüşüm, bugün en yaygın olarak yapılan kilo kaybı ameliyatlarının (mide bandı, gastric bypass, tüp mide ve mide balonu) HER BİRİNİN, aşağıdaki şartlar gerçekleştirildiğinde etkin olduğudur; * Yetkin bir cerrah tarafından yapıldıklarında * En önemlisi de bu ameliyatların, işbirliği yapmayı dileyen bir hasta üzerinde uygulandıklarında
Hasta hangi prosedürü seçerse seçsin kilo kaybının temeli hastanın, kilo kaybı operasyonunu yaşam tarzı değişikliği uygulamada kullanmasını sağlamaktır. Mevcut ameliyatlardan her biri gerçekten de açlığı ve porsiyon büyüklüğünü kontrol etmeye yardımcı olan bir “araç”tır, ancak hepsi budur! Gerisi hastaya kalmıştır.
Bununla birlikte mevcut “araç”lar arasında bazı farklılıklar vardır. Aşağıda bir hastanın, hangi ameliyatın uygun olduğuna karar verirken göz önüne alması gereken bazı hususlar yer almaktadır.
Ameliyat Türünü Seçerken Dikkate Alınacak Hususlar
* Beklenen Kilo Kaybı: Genel olarak Gastric Bypass ameliyatı hastaları fazla kilolarının yaklaşık %70’ini, Tüp Mide hastaları yaklaşık %40-60’ını ve Mide Bandı (Kelepçe) hastaları da yaklaşık %50-60’ını verirler. Ancak tüm bunlar; hastanın ne kadar iyi takip edildiğine ve hastanın, uzun vadede başarıyı sağlamak üzere yapılması gerekli olan tüm yaşam tarzı değişikliklerine ağırlık verip vermemesine bağlıdır.
* Kilo Kaybının Güvenilirliği: Gastric Bypass ve Tüp Mide hastaları, hemen her zaman yukarıda söz edilen beklenen kilo kaybına ulaşırlar. Bu hastaların kilo kaybetmelerinden değil; zamanla yeniden kilo almalarından endişe ediyorum. Bu durum, kilo kaybı operasyonlarından sonraki ilk bir yıl içerisinde gerekli yaşam tarzı değişikliklerini yapmadıklarında oluşmaktadır. Mide Bandı ile kilo kaybı ise çok daha değişkendir. Bazı hastalar fazla kilolarının %70-90’nını (beklenenin %50-60 olduğunu hatırlayın) kaybederken, bazıları ise çok daha az kaybedebilirler. Görüyorsunuz ki bir band ile birlikte hastalar takip edilmezse ve yaşam tarzı değişikliği üzerinde HEMEN çalışmazsa, kilo kaybını etkileyeceğidir. İyi haber ise, bir Mide Bandı hastası kilo kaybettiğinde, hemen her zaman kilo almaktan uzak durmasıdır, çünkü kilodan uzak durmak için yaşam tarzı değişiklikleri yapmaları zorunludur ve bu durum, HERHANGİ BİR kilo kaybı operasyonu için de kilodan uzak tutmaktadır.
* Hızlı ya da Yavaş: Gastric Bypass ve Tüp Mide hastaları tipik olarak başlangıçta haftada 2,5-3 kg verecek ve operasyondan 12-15 ay sonra da beklenen kilo kaybına ulaşacaklardır. Diğer taraftan Mide Bandı hastaları ise daha yavaş ve istikrarlı bir kilo kaybı (haftada 0,5-1 kg kilo verme) görme eğilimindedirler ancak ameliyattan yaklaşık iki yıl sonrasında beklenen kilo kayıplarına ulaşıncaya kadar bu şekilde devam ederler.
* Bilinmeyenin Korkusu: Gastrik Bypass ile Mide Bandı uzun vadeli etkilerini araştıran güvenilir çalışmalar vardır. Her iki operasyonunda güvenli oldukları, önemli miktarda kilo kaybı ile kiloya bağlı tıbbi problemlerde iyileşmeye yol açtıkları ve en önemlisi de kilo kaybını sürdürdükleri görünmektedir. Bu noktada Tüp Mide için aynı şey söylenemez. Kuşkusuz halihazırda mevcut çalışmalar bu operasyonun güvenli ve etkili olduğunu göstermektedir, ancak operasyonun yeni olması nedeniyle bu operasyondan 5 ya da 10 yıl sonra hastalara ne olacağını henüz bilmemekteyiz. Yeniden kilo alacaklar mı? Bu kadar çok midenin kaldırılmasından dolayı problem yaşanacak mı? Henüz bu soruların cevapları tam olarak bilinmemektedir.
* Takip Edilebilirlik: Mide Bandının etkili olmasını sağlamak için bandın ayarlanması GEREKİR. Ameliyattan sonraki ilk yıl içinde Mide Bandı hastaları tipik olarak Gastric Bypass ya da Tüp Mide hastalarından daha sık kontrole gelmektedirler, böylelikle bir Mide Bandı hastasının maksimum kilo kaybına ulaşmak için bu takip randevularını gerçekleştirebilmesi önemlidir.
* Cezalandırma Faktörü: Gastric bypass hastaları, şeker içeren besinler aldıkları takdirde çok büyük bir olasılıkla “Damping Sendromu” yaşayacaklardır. Şekerli bir gıda aldıktan sonra kalpleri hızlanmaya ve terlemeye başlarlar, şiddetli karın ağrısı ile baş dönmesi çekerler ve çoğu kez ishal olurlar. Bu durum, geçmişte problem yaşamalarına neden olabilen bu besinlerden uzak durmalarına gerçekten de yardımcı olacaktır. Bazı hastalar, ameliyatlarından sonra “hile” yaparlarsa, ameliyatlarının kendilerini cezalandıracağını bilme fikrini sevmektedir. Mide Bandı ve Tüp Mide hastaları için ise Damping Sendromu yoktur, bu yüzden de tatlılar söz konusu olduğunda, gıda seçimlerinde daha disiplinli olmaları gerekir.
* Yabancı Cisim Korkusu: Mide Bandı hastalarının, yaşamlarının geri kalanında içlerinde bulunan bir bandla birlikte ÇOK rahat olmaları gerekmektedir. Hastalar sağlıklı bir kiloya kavuştuğunda band çıkartılıp alınmamaktadır. Lütfen yeterli kilo kaybı elde ettikten sonra bandın çıkartılmasını talep etmeyiniz, aksi taktirde tekrar geri kilo almanız mümkün olabilir.
* Tersine Çevrilebilme: Bazı hastalar band taktırmayı seçerler, çünkü obezite için “tedavi” bulunduğunda ya da diğer bazı “problem”leri yaşadıklarında bandın çıkarılabileceğine inanmaktadırlar. Bandın çıkarılmasının oldukça basit olduğu doğru olmakla birlikte cerrahın bandı çıkartması için birkaç neden vardır. Ayrıca duymuş olabileceğiniz negatif bilgilere rağmen Gastric Bypass ameliyatıda aynı şekilde geri çevrilebilmektedir. Kuşkusuz bir bypassı tersine çevirmek bir bandı çıkartmaktan daha uğraştırıcı ve zordur, ancak yine de yapılabilir. Ne var ki Tüp Mide ameliyatı geri çevrilemez.
* Korku Faktörü: Pek çok hasta Gastric Bypass ya da Tüp Mide den korkar, çünkü “daha invazif” ve bu nedenle de daha tehlikeli olduğu hissine kapılırlar. Gastric Bypass ile Tüp Midenin daha büyük operasyonlar olduğu doğru olmasına rağmen komplikasyon oranları Mide Bandın dan çokda yüksek değildir.
* Sonuç: Cerrahınızın, sizin için “en iyi” operasyonun hangisi olduğunu söyleyebilmesini sağlayacak bir bilimsel çalışma bulunmamaktadır. Ameliyat için iyi bir adaysanız HERHANGİ BİR kilo kaybı operasyonu büyük bir olasılıkla iyi gelecektir.
Sonuçta siz kendinizi bilirsiniz ve hastaların, hangi operasyonun kendileri için uygun olduğuna en iyi kendilerinin karar vereceğine inanıyorum.

SİZİN için uygun olduğunu hissettiğiniz operasyon, büyük bir olasılıkla sizin için doğru olanıdır!

Doç. Dr. Halil Coşkun


Obezite Cerrahisi Sonrasında Hangi Vitaminlere Gerçekten İhtiyacım Var?


Kilo kaybı ameliyatlarından sonra çoğu insanın benimsemek zorunda olduğu yeni alışkanlık, her gün vitamin almaktır. “Gerçekte ne almam gerekir?” sorusunu cevaplarken ilk ve en önemli cevap şudur: “Doktorunuz ne öneriyorsa onu alın”...

Sürecin bir yerinde doktorunuz muhtemelen size prosedürünüze dayalı olarak ameliyattan sonra almanız gereken vitaminlerin bir listesini vermiştir. Ayrıca doktorunuz laboratuar sonuçlarınıza baktığında sadece sizin için çok özel önerilerde bulunabilir.
Genel olarak söylemek gerekirse ameliyattan sonra takviye almanın üç nedeni vardır;
1- Daha az gıda alsanız bile yeterli vitamin ve mineral aldığınızdan emin olmak için 2- Prosedürünüzden dolayı daha büyük bir riski bulunan yetersizlikleri önlemeye yardımcı olmak için 3- Bazı durumlarda beslenme yetersizliğinin tedavisi için
Ameliyattan sonra alınan takviyelerin en yaygın türleri multivitaminler, kalsiyum, B12 vitamini ve demirdir.
Multivitaminler
Bir obezite ameliyatı geçirdiğinizde, hangi prosedür uygulanmış olursa olsun kilo vermenizin temel bir nedeni daha az yemenizdir. Kişiler daha az yediklerinde, her gün gerekli olan vitamin ve minarellerin herbirini elde etmeleri güçtür – gerçek şudur ki insanların çoğu, istedikleri kadar yemek yeseler bile bunu yapamazlar.
2008 yılında, 210 ameliyat geçirmiş hastayı iki yıl izleyerek yedikleri besinleri Dietary Referance Intake (DRI) (Önerilen diyet miktarı) ile karşılaştıran bir çalışma yapılmıştır. Ameliyattan sonra daha iyi yeme eğiliminde olan hastaların bile A vitamini, C vitamini, kalsiyum, demir, B1, B3, B6, folat, biotin ya da pantotenik asitin (B5) minimum miktarını bile alamadığı ortaya çıkarılmıştır.
Almanız gereken multivitamin türü geçirdiğiniz ameliyat tipine göre farklılık gösterebilir ve çoğu hastadan tüm vitaminlerin günlük değerlerinin yüzde 100’ü ile ufak miktarlarda mineralleri içeren birşeyler almaları istenir. Bir multivitaminin kalsiyum, magnezyum ve potasyum gibi minerallerin günlük değerlerini içerme olasılığı çok düşüktür. Kendilerini “komple” olarak niteleyen ürünler, aslında tüm vitamin ve mineralleri sağlamayabilir, bu nedenle etiketleri dikkatlice okumak gerekmektedir.
Kalsiyum
Mayo Klinik’ten doktorlar, yakın zamanlarda geçmiş 20 yılda obezite ameliyat yaptırmış olan 97 hastayı incelemişlerdir. Bu hastaların 21’inde, toplam olarak 31 adet kırık olgusu bulmuşlardır – bu, genel popülasyonun kırık riskinin iki katından fazladır. Kırıkların çoğu ameliyattan sonra ortalama yedi yılda, öncelikli lokasyon olarak el ve ayaklarda oluşmuştur. Diğer kırık bölgeleri kalça, omurga ve üst koldur.
Kemik kaybı tüm obezite ameliyat türlerinden sonra mevcut bir risk olup, yeterli miktarda kalsiyum almak kemik kaybının önlenmesinin önemli bir parçasıdır. American Society for Metabolic and Bariatric Surgery’nin obezite ameliyatlarından sonra önerdiği kalsiyum alımı aşağıdaki gibidir:
· Ayarlanabilir Mide Bandı (Kelepçe): 1.500 mg kalsiyum
· Gastrik Bypass: 1.500 - 1.800 mg kalsiyum sitrat
· Duodenal Switch: 1.800 - 2.400 mg kalsiyum sitrat
B12 Vitamini
B12’nin emilimi için mide çok önemlidir. Bunun nedeni, mide asitinin kandan B12 salınmasına yardımcı olması ve mide tarafından üretilen bir diğer madde olan intrinsek faktörün B12 emilimi için gerekli olmasıdır.
Gastric Bypass ve Tüp Mide gibi obezite cerrahi prosedürleri, B12 emilimini daha zor hale getirmektedir. Sıklıkla, bu prosedürleri yaptıran kişilerin enjeksiyon, burun spreyi ya da dil altı tablet olarak ilave B12 alması gerekmektedir.
Demir
Düşük demir ya da demir yetmezliği anemisi, bir obezite cerrahisi komplikasyonu olabilir, ancak özellikle gastric bypass’tan sonra yaygındır.
Gastrik bypass’tan sonra demir düzeylerini sürdürmek daha zordur, çünkü demirin emildiği başlıca bölge olan oniki parmak barsağı bypass edilmiştir. Pek çok doktor hastaların, yetmezlik gelişmesine karşı korunmak üzere önleyici olarak demir almalarını önermektedir.
Diğer Besinler
Beslenme ile ilgili laboratuar sonuçlarınıza ve programlarınızın özgün konularına bağlı olarak diğer besinleri almanız istenebilir. Bazı yaygın besinler D vitamini, Tiamin (B1) ve protein takviyelerini içerir ancak başkaları da söz konusu olabilir. Burada doktorunuzun tavsiyesi dikkate alınmalıdır.
Sonuç
Son bir öneri: vitaminlerinizi almazsanız işe yaramazlar. Birçok kişi ne almaları gerektiği ile aşırı ilgilenir, ancak gerekli besinleri günlük bazda almakta iyi bir iş çıkarmazlar. Ayrıca ameliyattan bir ya da iki yıl sonrasına kadar vitaminlerini almak, pek de yaygın olmayan bir şey değildir ancak, zamanla bırakabilmektedirler.
Beslenme yetersizliklerinin çoğunu önlemek, tedavi etmekten daha kolaydır ve bir kez ameliyat oldunuz mu bir problem oluşma riski hiçbir zaman kaybolmaz.
Temel beslenme programınıza bağlı kalmak, hem sağlığınızı hem de başarınızı sağlamaya yardımcı olacaktır.

Doç. Dr. Halil Coşkun