Cuma, Aralık 28, 2007

Obezite Ameliyatlarında Mortalite (Ölüm) Riskinin Değerlendirilmesi


Obezite Ameliyatlarında Mortalite (Ölüm) Riskinin Değerlendirilmesi

Son yıllarda obezite tedavisinde cerrahi yöntemlerin sayısında gittikçe artış görülmektedir. Özellikle cerrahi sonrası elde edilen sonuçların diğer tedavi yöntemlerine göre daha başarılı ve uzun dönemde daha fazla kilo kaybı sağlamış olması bu artışın en önemli sebeplerindendir.
Bununla birlikte cerrahi tedavi uygulamalarında bu ameliyatların oluşturacağı riskler en önemli kaygı sebeplerinin başında gelmektedir. Özellikle şişman bir kişinin ameliyat sonrası ciddi sorunlar yaşaması ve hatta ölüm riskinin bulunabilmesi negatif bakış açısının en önemli sebebidir.
Çoğu zaman hastalarımın bana ameliyatlar hakkında sordukları en önemli soru; böyle bir ameliyat dan sonra hayati tehlikenin olup olmadığı, bu konuda bir garantinin verilip verilemeyeceğidir.
Her şeyden önce şunu söylemeliyim ki, hiçbir ameliyat türü için garanti verilemeyeceğidir. Obezite ameliyatlarında kişiye uygulanan yöntemden daha ziyade obez bir bireyin sahip olduğu yüksek kilo değeri (obez, morbid obez, süper morbid obez gibi) ve bununla birlikte yandaş hastalıkların bulunması (hipertansiyon, şeker hastalığı, damar hastalığı v.d.) genel anestezi açısından zaman zaman oldukça riskli pozisyonlar yaratmaktadır. Çoğu zaman ameliyat olan kişilerde yaşanan problemlerin temelinde obeziteye bağlı bu metabolik rahatsızlıkların negatif etkileri bulunmaktadır.
Bu konuya daha bilimsel yaklaşmak ve daha net sonuçlar vermek için sizlerle aşağıda dünyanın en iyi dergilerinde yayımlanmış makaleleri kısaca özetleyerek bu konuya açıklık getirmeye çalışacağım.
Dimick JB ve arkadaşları 2004 yılında JAMA dergisinde (The Journal of the American Medical Association) obezite ameliyatlarının haricinde 7 önemli ameliyat türünün mortalite (ölüm) oranlarını karşılaştırmıştır. Sırasıyla mortalite oranları; Büyük Damar Ameliyatları (aort anevrizması) %3.9, Kalp Bypass Ameliyatları (CABG) %3.5, Beyin Cerrahisi Ameliyatları (kraniotomi) %10.7, Yemek Borusu Ameliyatları (özefagus rezeksiyonu) %9.1, Ortopedi Ameliyatları (kalça protezi cerrahisi) %0.3, Pankreas Ameliyatları (pankreas cerrahisi) %8.3, Çocuk Kalp Ameliyatları (pediatrik kalp cerrahisi) %5.4 dür.
Bu çalışmaya ek olarak 2007 yılında LasVegas da düzenlenen SAGES (The Society of American Gastrointestinal and Endoscopic Surgeons) kongresinde Amerikan Bariatric (Obezite) Cerrahi Derneği (ASBS) başkanı Prof. Philip Schauer tarafından
176 Obezite Cerrahi Merkezinde ki 55.567 hastanın Mortalite Database Sonuçları açıklanmıştır. Hastanede yatış anında mortalite oranı %0.14, ilk 30 günde %0.29, ilk 90 günde %0.35 olarak bulunmuştur.
Morino ve arkadaşları da 2007 yılında Annals of Surgery dergisinde 13.871 obezite ameliyatı geçirmiş hasta grubunu incelemiş ve uygulanan ameliyat tiplerine göre mortalite (ölüm) oranlarını tespit etmiştir. Bu çalışmada 6122 hastaya ASGB (Mide Bandı-Kelepçesi), 4215 hastaya VBG (Vertical Band Gastroplasty), 1106 hastaya GB (Gastric Bypass), 1988 hastaya BPD (Bliopankreatik Diversiyon), 303 hastaya Bliointestinal Bypass, 137 hastaya da değişik girişimlerde bulunulmuştur.
Genel ve ameliyat tiplerine göre mortalite oranları; Mide Bandı-Kelepçesin de %0.1, Vertikal Band Gastroplasty de %0.15, Gastric Bypass da %0.54, Biliopankreatik Diversiyon da %0.8, tüm ameliyat tipleri genel olarak değerlendirildiğinde genel ortalama %0.25 olarak bildirilmiştir.
Sonuç olarak; yukarıdaki çalışmalarda da görüldüğü gibi obezite ameliyatlarında genel mortalite (ölüm) oranı %1’in altında bulunmaktadır. Hastaların bu tarz ameliyatlarda sorun yaşamamaları ve iyi sonuçlar elde edilebilmesi için konusunda uzmanlaşmış hekimlere ve merkezlere baş vurması önem arz etmektedir.

Dr. Halil Coşkun

halilcoskun@hotmail.com
www.obezitecerrahisi.com


Referanslar
Dimick JB, Welch HG, Birkmeyer JD.
Surgical mortality as an indicator of hospital quality: the problem with small sample size.
JAMA. 2004 Aug 18;292(7):847-51.
PMID: 15315999 [PubMed - indexed for MEDLINE]
Prof. Philip Schauer SAGES Congress 2007, Las Vegas, USA
Morino M, Toppino M, Forestieri P, Angrisani L, Allaix ME, Scopinaro N. Mortality After Bariatric Surgery: Analysis of 13,871 Morbidly Obese Patients From a National Registry.
Ann Surg. 2007 Dec;246(6):1002-1009.
PMID: 18043102 [PubMed - as supplied by publisher]

Salı, Ekim 16, 2007

Obezite Cerrahisi Ameliyatlarını Desteklemek İçin Yeterli Kanıtımız Var mı?



Obezite Cerrahisi Ameliyatlarını Desteklemek İçin Yeterli Kanıtımız Var mı ?

2007 yılında “obezite cerrahisi ameliyatlarını desteklememiz için, güçlü ve yeterli seviyede delillerimiz var mı?” sorusu ile ilgili, 3 adet bilimsel veriyi sizinle paylaşmak istiyorum;
(1) Farklı yayınların ve operasyon prosedürlerinin detayına girmeden önce genellikle cevabın “evet” olduğunu vurgulamalıyım. Sağlığını dikkate alan kimselerin IFSO kriterlerine uymak şartıyla, obezite cerrahisi ameliyatlarına ikna etmek için yeterli düzeyde delil mevcuttur.
Bu şartlar altında operasyonu reddetmek için maliyetin karşılanması dışında bir sebep kalmamaktadır. Bununla birlikte günümüzde, morbid obez hastaların herbirinin, obezite operasyonunu hakettiğini düşünmesini destekleyecek yeterli delil yoktur.
(1) BUCHWALD H, AVIDOR Y, BRAUNWALD E et al. Bariatric surgery. A systematic review and meta-analysis. JAMA, 2004; 292:1724-1737.
Şimdi 2 geniş seriye ait obezite cerrahisi ameliyat sonuçlarının örneğine yer vereceğim. Bu örnekler, ilk bakışta obezite operasyonu taraftarı görünse de, ilginç sonuçlar ortaya çıkartmaktadırlar;

(2) Kanada Çalışması (CHRISTOU NV ve ark.): Bu araştırma, iki büyük hasta serisini karşılaştırıyor ki, ilk grup hasta, 1986 ve 2002 yılları arasında (1035 hasta) tek bir üniversite hastanesinde operasyon geçirenleri kapsamaktadır, diğer grup olan (kontrol grubu) ilk grupla karşılaştırmaya tabii tutulan 5746 hastayı içermektedir.
Gerçekte sonuçlar etkileyicidir; ilk grupta katılımdan beş sene sonra sadece 7 hasta ölmüştü (binde 7) buna karşın 2. gruptaki sayı 354 (yüzde 6) idi, kardiovasküler hastalıklarda 49 (yüzde 4,7) a karşın 1530 (yüzde 26.7), kanser sayısı ise 21 (yüzde2) e karşı 487 (yüzde 8,5) idi.

(3) İsveç Çalışması (SJOSTROM L ve ark.): İsveç de yapılan obezite konulu çalışmaların beklenen, karşılaştırılabilir en ünlü serisi, yüksek derecede uygun veriyi sağlamıştır. On yıllık sonuçlar rapor edilmiş, operasyon geçiren ve geçirmeyen hasta grupları karşılaştırılmıştır. Operasyon geçiren grubun yaşam kalitesi ve kilo kaybı çok daha iyidir. Özellikle diabetes mellitus açısından, sonuçlar ciddi aşama kaydetmiş olup, hiperkolestorelemi ve hipertansiyon sonuçları değişmemiştir. Pozitif sonuçların çoğunlukla cerrahi opsiyon tarafında olduğu görülmüştür.
(2) CHRISTOU NV, SAMPALIS JS, LIBERMAN M, et al. Surgery decreases long-term mortality, morbidity, and health care use in morbidly obese patients. Annals of Surgery, 2004; 240 : 416-424.
(3) SJOSTROM L, LINDROOS A-K, PELTONEN M, et al. Lifestyle, diabetes, and cardiovascular risk factors 10 years after bariatric surgery. N Engl J Med, 2004; 351: 2683-2692.


Dr. Halil Coşkun

Çarşamba, Eylül 19, 2007

Sizin İçin En Doğru Obezite Ameliyatı Hangisidir?


Sizin İçin En Doğru Obezite Ameliyatı Hangisidir?

Bu sorunun doğru cevabını ne biz ne de bir başkası verebilir.
Her bir prosedürün tıbbi sonuçlarını, risk ve faydalarını inceledikten sonra siz ve sadece siz bu önemli kararı verebilirsiniz.Ameliyatı yapacak olan cerrahınız ve diğer doktorlar sizin durumunuza aşina olup, bilgi almak için en iyi kaynaklarınızdır. Soru sorduğunuz zaman cevabını iyi anladığınızdan emin olunuz. Basit bir dille anlayabileceğiniz şekildeki tanımlamaları ve açıklamaları sormaktan çekinmeyiniz. Kilo kaybı ameliyatları kararını verebilmek için cerrahınızı bir kaç defa ziyaret etmeniz ve birden fazla doktordan konsültasyon istemeniz gerekebilir. Kilo kaybı ameliyatları konusundaki araştırmalarınızı ameliyat olmuş kişilerden veya internetteki kaynaklardan yapmayı tercih edebilirsiniz.

En uygun kilo kaybı ameliyat prosedür araştırması için atılacak adımlar;

Doktorlarınızla konuşunuz – Obezite cerrahisi konusunda deneyimli ve sizin durumunuzu dikkate alan bir uzman.
İnternet deki web sitesi linklerini muhtelif kilo kaybı ameliyatları hakkında en doğru bilgileri elde etmek için serbestçe kullanınız. Varsa obezite e-group ve destek gruplarına katılınız.
Sizin durumuzda olup araştırma yapan, ameliyat geçiren, veya geçirmek üzere bekleyen hastalarla konuşunuz.
Her bir ameliyat için düşündüğünüz size ait fikirler üzerinde risk / fayda analizi yapınız.
Son olarak, ilgilendiğiniz ameliyat tipleri konusunda tecrübeli bir obezite cerrahından görüş alınız. Tek tip operasyon yapan ve öneren klinik ve cerrahlardan kaçınınız. Örneğin laparoskopik uygulanan ayarlanabilir mide kelepçesi ile gastric bypass yöntemlerinin artı ve eksilerini karşılaştırırken görüşünü alacağınız obezite cerrahı, her iki yöntemi de aynı kabiliyette uygulayan ve her iki yöntemde de yeterli tecrübeye sahip olan kişi olmalıdır. Ancak bu adımlardan sonra fayda ve zarar analizinizle birlikte son kararınıza ulaşmak için tarafsız bir fikre sahip olabilirsiniz.

Araştırmanız sırasında dikkate alınması gereken ve obezite cerrahınız ile ilk ve takip eden konsültasyonlarda görüşeceğiniz sorular;

Kendinize ve başkalarına kilo verebildiğinizi ispatlamanıza rağmen, kalıcı kilo kaybını sağlamanıza engel olan en önemli sebep nedir?
Sürekli duyduğunuz açlık hissinden kurtulmak istiyor musunuz?
Yemeği bir ödül olarak görme fikrinden kurtulmaya hazır mısınız?
Kilo kaybı için hedefiniz nedir? Örneğin, taşıdığınız fazla kilonun önemli bir kısmından kurtulmak mı istiyorsunuz yoksa daha az bir miktarla mutlu olur musunuz?
Kilo verme hedefinize ulaşamazsanız bu sonucun sağlığınız üzerindeki etkileri ne olacaktır?
Operasyonunuz tamamlandıktan sonra kontroller için ne kadar zaman harcamaya hazırsınız? Örneğin mide kelepçesi ameliyatından sonra kelepçe ayarı için, buna ek olarak, herhangi bir kilo kaybı cerrahi prosedüründen sonra düzenli takipler için zaman harcayabilecek misiniz?
Obezite ameliyatınızın yapıldığı yere, ameliyat sonrası takipler ve kelepçe ayarlamaları için kolayca seyahat edebilecek misiniz?
Seçtiğiniz prosedür sizin kilo verme hedefinize ulaşmanızı sağlayamazsa yedek planınız ne olacaktır? Bu durumda obezite cerrahınız ne yapacaktır? Başka bir yere müracaat edecek misiniz?
Hangi hızda kilo vermeyi istiyorsunuz? Örneğin, acil bir dizkapağı ameliyatı olacaksınız ve de buna bağlı olarak hızlı kilo vermeniz gerekiyor mu?
Aşırı kilo kaybından dolayı değişecek olan vücut imajınızla karşılaşmaya hazır mısınız? Değilseniz, vücudunuzun şekli için ilave olarak plastik ve estetik cerrahiye gitmeyi istiyor musunuz ?
Muhtemel en kötü sonucun riski nedir? Her bir prosedürdeki morbidite ve mortalite olasılığı?
Her bir prosedürdeki kısa dönemde (ameliyattan sonraki 30 gün) meydana gelebilecek komplikasyonlar nelerdir?
Her bir operasyonun tamamlanmasından sonraki uzun dönemde (hayat boyu) yaşanabilecek komplikasyonlar nelerdir?
Yukarıdaki sorulara alacağınız yanıtlar ve sizin düşünceleriniz karar vermenizde çok faydalı olacaktır. Aklınıza takılan soruları sormaktan hiçbir zaman çekinmeyiniz.

Dr. Halil Coşkun

Morbid Obezite de Cerrahi Müdahale Niçin Gereklidir?



Morbid Obezite de Cerrahi Müdahale Niçin Gereklidir?
Morbid Obezite tanımı vücut kitle indeks değerinin 40 kg/m2 nin üzerinde olduğu durumlar için kullanılmaktadır.
Diyet, egzersiz ve ilaç tedavisi uzun yıllardan beri kilo kaybetmek için kullanılan en geleneksel metodlar olarak dikkat çekmektedir. Ancak bu tedavi yöntemleri morbid obez hastalar için kısa donemde başarılı olmuştur ve nadiren kalıcıdır. Çoğu kişi için Yo-Yo sendromu denilen durum ortaya çıkar ki, buda hastaların sürekli olarak kilo alıp vermeleri ile olası ciddi psikolojik ve sağlık sorunlarına yol açmaktadır.
Yakın zamanda yapılan araştırmalar geleneksel kilo verme metodlarının genelde kalıcı kilo kaybını sağlamakta yetersiz olduğu sonucunu ortaya koymaktadır. Birçok çalışma, diyet yapan hastaların egzersiz programlarının veya ilaç tedavilerinin, vücut ağırlığının yaklaşık olarak %10’unu kaybettirebildiğini, ancak 1 yıl içinde üçte ikisinin geri alma eğiliminde olunduğu ve kalanının neredeyse tamamının ise 5 yıl içinde geri alındığını ortaya koymuştur. Diğer bir çalışma ise kilo verme programını takip eden hastaların %5 inden daha az bir kısmının, kaybolan kilolarını beş yıldan sonra da koruduklarını saptamıştır.
Obezite ameliyatları bir tür estetik cerrahi müdahalesi gibi algılanmamalıdır. Tüm doktorlar, hastanın kilosunun belli bir aralığı yükselmesi halinde diyabet (şeker hastalığı), uyku apnesi, astım, hipertansiyon, eklem problemleri, varis, cilt problemleri gibi geniş bir hastalık yelpazesinden zarar göreceklerinin bilmektedirler. Bu durumdaki hastalar erken yaşta ölüm riskini fazlasıyla arttırmaktadırlar. İşe girme beklentileri, hareket kabiliyetleri ve sosyal çevreye kabullerinde de problem yaşarlar. Morbid obezitede depresyon durumlarına çok sık rastlanır.
Obezite ameliyatlarının en önemli hedefi kilonuzu yukarıda anlatılan durumların en aza indirgendiği ve çoğunun ortadan kaldırıldığı en güvenli aralığa getirmektir. Bütün bu çalışmalar boyunca pek çok kişi, hareket kabiliyetinde, fiziksel görünümünde, kendine güven ve hayattan zevk alma konularında aşama kaydettiklerinin farkına varırlar.

Cerrahi Müdahale

Obezite Cerrahisinde, normal sindirim sisteminde değişiklik meydana getirilir. Ameliyat sonucu alınan gıda miktarında azalma ve bazı ameliyat tiplerinde de alınan gıdaların emilimlerinde eksiklik meydana gelir ve dolayısıyla alınan kalori azaldığı için kilo kaybı gerçekleşir.

Dr. Halil Coşkun